Ramazan ayı, cömertliğimizin ve el açıklığımızın zirve yaptığı ay olmalıdır.
Müslüman her ayda cömert olmak ve gerek sair insanlara, gerekse yakınlarına iyilikte bulunmak zorundadır. Ama onun bu vasfı Ramazan’da daha da fazla öne çıkmalı ve Allah yolunda elini cebine götürmeyi daha çok bilmelidir.
Eli açık olma, Allah yolunda mal verme, infakta bulunma ve başkalarına gönüllü olarak harcama yapma gibi anlamlara gelen cömertlik, Kur’an’ın da ısrarla üzerinde durduğu ahlakî bir vasıftır. Bu vasfa sahip olanlar, Kur’an tarafından övgü ile anılmış, kendilerinden güzellikle söz edilmiştir. Rabbimiz şöyle buyurur:
“Kim nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.” (Teğâbun, 16)
Müslüman, “vermeye” kendisini alıştırmalı ve “Veren elin, alan elden daha üstün olduğunu”[1] aklından çıkarmamalıdır.
Allah celle celaluhu, cömert olan, ikramda buluna ve insanlara bir şeyler vermeyi adet edinen kullarına, kendi lütfundan daha fazla vereceğini ve verdiklerinin yerini mutlaka başka bir şeyle dolduracağını vaad etmiştir.